24 Şubat 2007

2023’te Nasıl Bir Cumhuriyet?

Bu gecikmiş bir Cumhuriyet Bayramı yazısı değil maalesef. Çünkü geçmiş Cumhuriyet bayramını geleceğe güven değil, bugünden korku duyarak,. bölünür müyüz, örtünür müyüz diye kamplaşarak “kutladık”.
Nedense “gelecek” deyince aklımıza gençlik gelmiyor. “Cumhuriyet”, her birimiz ve çocuklarımız için en kısa sürede özgürlük, adalet, refah ve bağımsızlık anlamına gelmez mi? Bu bayram da kimse bu sözcükleri kullanamadı, hep beraber “hayatta kalma” edebiyatına devam ettik. Çünkü cumhuriyet, güç sahibi herkesin elinde beslendiği statükoyu koruyacak, yorumu çıkara bağlı bir kavram haline geldi.
2023 bizim için “sihirli” bir sayı. Gelecek vizyonu deyince bu tarihten öteye pek geçemiyoruz. Yüzyıllık cumhuriyet neye benzeyecek acaba? 2023’te nasıl bir “Cumhuriyet” bekliyoruz? Peki, bizi nasıl bir cumhuriyet bekliyor?
Genç nüfusunun hakkını veren ve ona güvenen, yani gençlerin yaratıcı, yetenekli ve bilgili bireyler olarak yetişmesini sağlayan; yenilikçi bir bilgi dinamiğiyle oluşturulan ve adilce paylaşılan bir refahı sürekli rekabet avantajı yaratmak için kullanan; istikrarla büyüyen; hayati konularda en geniş uzlaşıyla politika ve strateji üretebilen; katılımcı, paylaşımcı, eşitlikçi, demokratik bir kalkınma ivmesini sürdürülebilir kılmış; bilgi ekonomisini kurmuş ve bilgi toplumuna dönüşmüş; tam bağımsız bir “küresel oyuncu” mu?
Yoksa mevcut atalet, politikasızlık ve ufuksuzluğun mantıksal sonucu olan bir “distopya” mı? Distopya, mevcudun alternatifi ütopyanın tersine, hakim olan durumun mantıksal sonuçlarında yaratacağı içine kapanmış, bükülmüş dünyayı ifade eder. Bizi bekleyen cumhuriyet bu bükülmüş dünya mı? Pazar olmakla hayatta kalan, kaderini belirlemekten aciz bir “küresel oyuncak” mı?
Cumhuriyetin geleceği bir “ulusal irade” konusudur. Ama bu irade bizi yönetmeye çalışanların sandığı gibi soyut, bir tür “milli magma” olan bir ulusun “ulvi” iradesi değil, ulusu oluşturan tüm kesimlerin katılımı ve paylaşımıyla, yani ortak aklıyla uzlaşarak üretilen ve sıçramaları gerçekleştirmek için onsuz edilemez somut iradedir.
Türkiye hayati bir karar anı yaşıyor. Ekonomi, sosyal yapı ve kültür eksenlerinde akan enerjinin entegre, senkronize ve koordine atılımıyla, tıpkı 1923’teki gibi ulusal bir sıçrama hareketine ihtiyacımız var.
2023 çok geç olabilir…

(BThaber, 6 – 12 Kasım 2006 / s:594)