12 Kasım 2008

Oyunun Kuralı- Şimdi de blog sansürü

Mahkeme Blogspot'a erişimi engelleyerek, bir tüzel kişinin hakkını koruyacağım derken hepimizin anayasal haklarına, haberleşme, bilgilenme, düşünme ve ifade hakkına zarar vermiş bulunuyor.
Wordpress, Geocities, Google Groups derken, sonunda Blogspot'a da erişim engellendi. Mahkeme kararına ulaşmak neredeyse imkânsız, ama bu seferki nedenin Digitürk'ün Lig TV ile ilgili telif meseleleri olduğunu öğrendik. Ben bu yazıyı yazarken Blogger ve Blogspot erişime geçici olarak açılmıştı ve her an tekrar kapanabilir.
Ben de bir Blogger kullanıcısıyım. Bloguma bu yazılar da dâhil, sağda solda yayınlanan yazıları, benimle yapılan söyleşileri vb. koyuyorum. Geçen gün karşıma o bildik "erişime engellenmiştir" uyarısı gelince, önce "hah" dedim, "sonunda beni de kapattılar"! Sonra tecrübem devreye girdi ve "herhalde beni değil de, kim bilir hangi blog yüzünden tüm Blogger'ı kapatmışlardır" diye düşündüm ve haklı çıktım. Haydi, ben "uzmanım", aynı uyarıyla karşılaşan yüz binlerce blog yazarı ve okuyucusu ne hissetmiştir acaba? Ben futbol sevmem bile, birkaç blog lig maçı yayınlıyor diye benim blogum kapatılınca ne düşünmem gerekir? Şimdi Digitürk aboneliğimi iptal ettirmeyi düşünüyorum, o başka.
Biz Bilgi Üniversitesi'nde dersler için Google Groups kullanıyoruz, öğrencilerin blog tutmalarını ve bizlerle paylaşmalarını istiyoruz. Bu Digitürk'ün telif haklarından çok daha önemli bir hak. Bu haberleşme, bilgilenme, düşünme ve ifade hakkı… Diyarbakır 1. Ağırceza Mahkemesi bir tüzel kişinin hakkını koruyacağım derken hepimizin anayasal haklarına zarar vermiş bulunuyor. Bu sefer blogculara dokundular ve daha yüksek bir ses çıktı (Türkiye'deki bloglar sansürü protesto için kendi kendilerini kapatıyorlar - internetinkarariyor.com). Bu ses yükselecek, çünkü iletişim ve topluluk aynı şeydir.
5651 sayılı yasanın kendisi, kişilik haklarına saldırı konusunda yeni düzenleme varken erişim engellemeye izin veren eski düzenlemenin uygulanması, telif ihlallerinin web 2.0 mantığı düşünülmeden işleme tabi tutulması gibi sorunlarla, internet sansürü yasa koyucuların öngöremediği bir hızla çığ gibi büyüyor (1 Ekim itibarıyla 1115 site). Ne yapılması gerektiği açık: 5651 acilen kaldırılmalı ve yeni bir düzenlemeye gidilmeli; hakaret nedeniyle erişim engellemeye gitmek yerine nesne engelleme yapılmalı; FSEK yeniden gözden geçirilmeli; internet ile ilgili davalara bakacak ihtisas mahkemeleri kurulmalı. Ama öncelikle internet sansürünün bu ülkeye maddi ve manevi olarak neye mal olduğunun hesabı bir çıkartılmalı, ki soralım…

BThaber, s:694, 3 - 9 Kasım 2008