26 Ocak 2010

Oyunun Kuralı - İnternet sansürü ve uluslararası toplum

Uluslararası toplumda tepkiler giderek yükseliyor. Çok yakında Türkiye, bir hukuk devleti olduğunu kanıtlamak için internete yönelik baskıcı düzenlemelerini reforme etmek zorunda kalabilir...

Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Medya Özgürlüğü Temsilciliği Türkiye’de internet sansürü ile ilgili bir rapor yayınladı. Rapor, bu alanda uluslararası çalışmalarıyla tanınan Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Dr. Yaman Akdeniz tarafından hazırlandı.

Rapora göre, 5651 sayılı internet sansürü yasasıyla engellenen sitelerin sayısı Aralık 2009 itibaryla 3700’ü buluyor. MÜYAP’ın telif hakkı ihlali gerekçesiyle engellettiği siteleri ve 5651 ile FSEK dışında engelleme yapılamaz hükmüne rağmen terörle mücadele vb. gerekçelerle engellenen siteleri de eklediğimizde 6000‘den fazla sitenin sansürlendiği ortaya çıkıyor. Bu olağandışı tabloya, TİB’in geçtiğimiz Mayıs ayından bu yana bilgiye erişim hakkını hiçe sayarak erişim engelleme bilgilerini kamuoyundan gizlemesini de eklersek, niçin internet sansürcüsü ülkeler liginde başa oynadığımızı anlamak zor olmaz.

MÜYAP sadece telif haklarını koruduğunu iddia ediyor. Ama algılayamadığı veya algılamak istemediği, oysa gerek hukuk devleti, gerek insan hakları, gerekse evrensel hukuk açısından tartışılamaz olan bir nokta var: İstisnasız herkesi ilgilendiren düşünce, ifade ve iletişim özgürlüğü ve bilgi edinme hakkı, mülkiyet hakkının, hele de bir kesimin mülkiyet hakkının korunmasından daha üstün ve önceliklidir. Yani mülkiyeti koruyacağım derken bu temel hak ve özgürlükleri çiğneyemezsiniz. Müyap'ın kullandığı FSEK Ek madde 4‘ün yaptığı tam da budur. Sorunu hukuk çerçevesinde tazminat davalarıyla çözmek dururken hepimizin hak ve özgürlüklerine kastetmek düpedüz sansürcülüktür.

Ulaştırma Bakanı da, Youtube engellemesinin yarattığı yoğun tepkiyi göğüslemek için, vergi ödememekten, temsilcilik açmamaktan dem vuruyor. İyi de, Youtube Atatürk’ü korumak için engellenmemiş miydi? Bunun vergiyle, ekonomiyle, temsilcilikle ne ilgisi var? Yoksa onlar da, MÜYAP gibi, karşı tarafı masaya oturtmak için engellemeleri mi kullanıyor?

AGİT raporu önemli gelişmelere yol açabilir. Zaten Youtube yasağı AİHM’ne taşındı. AB, müzakerelerin devamı için internet sansürünün önlenmesi gereğine son ilerleme raporunda vurgu yaptı. Uluslararası toplumda tepkiler giderek yükseliyor. Çok yakında Türkiye, bir hukuk devleti olduğunu kanıtlamak için ilgili düzenlemeleri reforme etmek zorunda kalabilir...