22 Temmuz 2011

Oyunun Kuralı - İnternet erişimi anayasal hak olmalıdır

İnternet erişimi ile ilgili talepler artık bu ülkedeki hak ve özgürlükler platformlarının, demokratik anayasa hareketlerinin ve sivil toplum alanının ayrılmaz bir parçasıdır. Yeni dönemde, demokratik hak arayışının, sadece internette sansüre karşı çıkmakla yetinmeyeceğini, internet erişim hakkının anayasaya eklenmesi için de mücadele edeceğini göreceğiz.


Bir önceki yazımda, Birleşmiş Milletler’in 4 Haziran 2011 tarihinde internet erişimini temel bir insan hakkı olarak kabul ettiğini; Avrupa Konseyi’nin de 19 Nisan 2011’de internet erişim hakkını Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne eklediğini belirtmiştim; her iki sözleşmeye de imza koyan taraf olarak, ülkemizin bu kararları iç hukukuna uyarlama yükümlülüğünün bulunduğunu da.


Bu iki karar öncesinde İzlanda ve Finlandiya, internet erişimini temel haklardan biri olarak anayasalarına eklemişlerdi. Şimdi, başta AB ülkeleri olmak üzere, bir çok ülkenin bunu yaptığına tanık olacağız. Dolayısıyla bir çok ülkede bu temel hakkı ihlal eden sansürcü, baskıcı düzenlemeler, mesela internet erişimini kısıtlamaya yönelik Fransız HADOPİ yasası gibi yasalar da anayasa mahkemeleri tarafından iptal edilecek.


Her iki karara eşlik eden ve kararla birlikte kabul edilen raporlar, ülkemizdeki 5651 sayılı internet sansür yasası ve 22 Ağustos’ta yürürlüğe girmesi beklenen devlet eliyle topyekun internet filtrelemesi gibi düzenlemeleri, açık seçik bir biçimde internet sansürü olarak mahkum etti ve artık temel insan hakkı haline gelmiş bulunan internet erişim hakkını ihlal ettiğine karar verdi. Dolayısıyla internet erişimini temel hak olarak anayasamıza eklesek de eklemesek de bu sansürcü düzenlemeleri iptal edip bu hakkı koruyan düzenlemeler yapmakla yükümlüyüz.


Ama, internet erişiminin temel hak olarak tanınması, onun, yeni, sivil ve demokratik bir anayasanın vaz geçilmez unsurlarından biri olmasını gerektirir. İnternetin gayri-merkezi, tarafsız, sınır-aşan ve etkileşimli doğası, onu düşünce, ifade, bilgi ve haber alma özgürlüğünün asli parçası kılmaktadır. Dahası, internet erişimi en az seyahat özgürlüğü kadar temel bir insan hakkı olarak tanınmak zorundadır.


Bu bağlamda, internet erişimi ile ilgili taleplerin artık bu ülkedeki hak ve özgürlükler platformlarının, demokratik anayasa hareketlerinin ve sivil toplum alanının ayrılmaz bir parçası olduğu söylenebilir. Yeni dönemde, demokratik hak arayışının, sadece internette sansüre karşı çıkmakla yetinmeyeceğini, internet erişim hakkının anayasaya eklenmesi için de mücadele edeceğini göreceğiz.


Demokrasiyi bir türlü içine sindiremeyen iktidarlar ve giderek etkisizleşen temsiliyet mekanizmaları bunu bir tehdit olarak algılayacaktır. Ama unutulmasın ki, bu, halkın onları demokrasi için tehdit olarak algılamasından başka bir sonuca yol açmaz!


BThaber, 4 – 10 Temmuz 2011 / s:828

0 comments: