Medyadaki ana eğilimin “kitle medyası”ndan “moleküler medya”ya, yani kitlenin medyasına olacağını öngörmek mümkün.
Önce ilk “naklen savaş”ı izledik (1. Körfez Savaşı), sonra da ilk “naklen terör saldırısı”nı (11 Eylül). İzlediğimiz aslında kurulmaya çalışılan “Yeni Medya Düzeni” idi. Ama bu düzen pek çabuk eskidi. O dönemin simgesi CNN’in küresel şaşaası yerini şimdiki yeni medya düzeninin bir başka işareti Al Jazeera’ya bıraktı: artık oradan “naklen devrim”i, “Arap Baharı”nı izliyoruz! Bu yayının aktörleri ABD ya da bir başka ulus-devlet, çokuluslu şirketler veya ordular değil, halk..
Aslında medya düzenindeki dönüşüm çok daha önce başladı. Ağ ekonomisinin baskın hale gelmesi ve “kitle iletişim araçları”ndan “kitlenin iletişim araçları”na doğru yaşanan değişim bu dönüşümün asıl tetikleyicisi. Medya endüstrisinin iş modelleri ve mevcut biçimleri, tıpkı müzik, sinema, yayıncılık, eğlence, reklam ve pazarlama gibi iletişim odaklı yaratıcı endüstrilerde olduğu gibi, tamamen kadük hale geldi; bu yapılar hali hazırda ciddi bir değişim sürecinden geçiyor; henüz ömürlerini tamamlamadılar ama çok zamanları kalmadı.
Medyadaki ana eğilimin “kitle medyası”ndan “moleküler medya”ya, yani kitlenin medyasına olacağını öngörmek mümkün. Ama bu demek değil ki, Yeni Medya Düzeni'nde kurumsal yapılar tamamen devre dışı kalacak. Tersine, giderek dijital ekosistemin parçası haline gelen medya bu ekosistem içerisindeki savaşlardan yoğun bir biçimde etkilenecek ve kurumsal yapıların, farklı kimliklerle, sahiplik ilişkileriyle, stratejik ortaklıklarla bu alandaki güçleri bir biçimde sürecek. Ama bildiğimiz medya oligopolleri bu kurumsal denklemin dışına savrulacaklar; medya ve eğlence endüstrisi ise, telekom, internet, mobil hizmetler, gibi alanlarla yakınsama içerisinde bugünkünden çok farklı bir yapıya evrilecek ve tek bir yakınsanmış endüstri ortaya çıkacak.
Ama, teknoloji sayesinde medya üretiminde giriş eşiğinin düşmesi, medya kanallarının parçalı bir yapıya evrilmesi, medya pazarının serbestleşmesi, internetin gayrimerkezileştirici etkisi, bu alana diğer endüstriyel aktörlerin yanı sıra toplulukların, sivil inisiyatiflerin, emek örgütlerinin, hükümet dışı kuruluşların, muhalif oluşumların, baskı gruplarının da girmesini mümkün kıldı. Artık ana akım medyanın dışında, onunla ilişkili veya tümüyle bağımsız bir çok farklı medya inisiyatifi mevcut.
Yeni Medya Düzeni, eskisine hiç benzemeyecek...
BThaber, 28 Şubat - 6 Mart 2011 / s:810
0 comments:
Yorum Gönder