23 Şubat 2010

Oyunun Kuralı - “e-Dönüşüm”e ne oldu?

Olumsuz düzenlemeler, merkeziyetçi yönetim, denetim ve gözetim saplantısı, uluslararası teamüllerden koparak içe kapanma eğilimi, yönetişim fobisi, vergilendirme ve millileştirme odaklı bir ekonomik zihniyet... İşte e-Dönüşümü yönetmeye soyunan anlayışın portresi!


e-Dönüşüm Türkiye İcra Kurulu’nun son toplantısını yaptığı ve Bilgi Toplumu Stratejisi Eylem Planı’nın acı bilançosunun açıklandığı 15 Temmuz 2009‘dan bu yana, yaprak kımıldamıyor. Son zamanlarda Bilgi Toplumu Dairesi’nin internet sitesine göz attınız mı? DPT bile e-Dönüşümden umudu kesmiş görünüyor!

İcra Kurulu’nun statüsü ve geleceği hakkındaki belirsizlik sürerken, Başbakanlık’ı e-Devlet çalışmalarının merkezine yerleştirecek Bilgi Toplumu Ajansı yasa tasarısı da rafa kalktı. Ajansın yönetişim kaçkını, merkeziyetçi ve bürokratik yapısı düşünülürse, bu hayırlı bir gelişme olarak da okunabilir. Ama Bakanlar Kurulu’na sevkedilen torba kanun da bir sırlar kitabı gibi. Anlaşıldığı kadarıyla DPT ile Ulaştırma Bakanlığı arasında çekişme sürüyor. “E” öneki ile başlayan her konuda Ulaştırma Bakanlığı açıklama yaptığına göre, ibre ikincisinden yana ağır basacak gibi görünüyor.

Daha önce bu köşede Ulaştırma Bakanlığı’nı bilgi ve iletişim teknolojileri bakanlığı olarak da görmeye alışmamız gerektiğini yazmıştım. Son gelişmeleri de bu operasyonun aşamaları olarak yorumluyorum. Muhtemelen BTK içinde kurulacak bir birim önce e-devlet çalışmalarının koordinasyonundan sorumlu olacak; sonra BTK İcra Kurulu’nu tamamen kadük kılacak; Bakanlık yeni işlevlerini yasallaştırdığında da bu operasyon tamamlanmış olacak. Daha şimdiden Bakanlık, yetkisi olmamasına rağmen bu alandaki tek düzenleyici otorite gibi davranmaya alıştı. 5651 kod adlı internet sansürü yasasından beri bu operasyon adım adım ilerliyor.

Bu yapının internete ve genelde BİT ile ilgili konulara yaklaşımı ise ortada: Olumsuz düzenlemeler, merkeziyetçi yönetim, denetim ve gözetim saplantısı, uluslararası teamüllerden koparak içe kapanma eğilimi, yönetişim fobisi, vergilendirme ve millileştirme odaklı bir ekonomik zihniyet... Bu yaklaşımın giderek karmaşıklaşan küresel ağ kapitalizmi koşullarında bizi neye dönüştüreceğini sorgulamamız ve tartışmamız gerekiyor.

BİT ile dolaylı ya da dolaysız olarak ilgili tüm sivil toplum kuruluşlarının, meslek kurumlarının, iş çevrelerinin, akademi dünyasının acilen odaklanması gereken konu bu. Bu tartışmanın da İnternet Kurulu’nda yapılamayacağı açık! Gerçekten sivil, yani devletin yer almadığı bir platform gerekiyor. Artık taraf olmanın zamanı gelmedi mi?