15 Aralık 2008

Oyunun Kuralı - Neyi seçiyoruz?

Hükümet IMF ile anlaşırsa umarım bu parayı İsviçre'deki hesaplarından kendilerine "borç" veren "kriz lobisi"ne kaptırmaz da, kriz bahanesiyle işsiz bırakılanlara veya işsiz kalma korkusundan karın tokluğuna çalışanlara yönelik bir programa ve ülkenin geleceğine, teknoloji yatırımlarına, eğitime,  sosyal katılıma harcar.
Küresel "kriz" ya da artık adını koymak gerekirse "ekonomik paradigma dönüşümü", hız kesmeden sürüyor. Küreselden ulusala doğru bir kurumsal değişim yaşanacağı kesin. Küresel finansal sistem yeniden yapılanarak yüzünü "yeni" reel sektörlere dönecek; geleneksel sanayi de ancak yeni teknolojilerle kurduğu ilişki ve yeni "realite"ye dönüşme gücü sayesinde ayakta kalabilecek. Askeri-endüstriyel komplekslerin devri kapandı. Dünyayı teknolojik inovasyon, enerji ve gıda yönlendirecek. 
Peki, Türkiye'de neler oluyor? Biz paradigma dönüşümüne hazır mıyız? ABD hegemonyasının zayıfladığı, yeni dengelerin ortaya çıktığı, gelişmekte olan ülkelerin küresel oyuncu olma şansını yakaladığı bir dönemde Türkiye'nin önünde büyük bir fırsat var. Bunun için bilgi ekonomisine geçmek, inovasyonu KOBİ'ler başta olmak üzere iş yapma ortamının temel dinamiği haline getirmek, teknolojide lig atlamak gerekiyor. Biz ne yapıyoruz? Bu amaçlar için zaten çok yetersiz kalan "Bilgi Toplumu Stratejisi"ne bağlı eylem adımları mehter ritminde ilerliyor. BİT sektöründe rekabet ortamı halen oluşturulmuş değil, sorumlu kurumlar enerjisini ve bütçesini internet erişimimizi kısıtlamaya harcıyor. Ar-Ge kanunu çıktı, ama hala desteklerin çoğu Tübitak enstitülerine gidiyor, üniversite-sanayi işbirliğinde bir gelişme yok. BİT sektörünün üzerindeki benzeri görülmemiş vergi yükü korunuyor. "E-dönüşüm" bırakın ülkeyi devleti bile yeterince dönüştüremedi. Denetimi zorlaştıran yeni ihale kanunu Meclis'ten geçti. Biz online ihale beklerken AB'nin şeffaflık, hesap verebilirlik ve sorumluluk kriterleri açıkça ihlal edildi. Ne de olsa seçim var!
Krize karşı verilecek en iyi cevap, bilgi ekonomisine dönüşüm için gereken yatırımları hızlandırmak. Ama biz acaba 3G ihalesi de kriz kurbanı olur mu diye korkuyoruz. Hükümet IMF ile anlaşırsa umarım bu parayı İsviçre'deki hesaplarından kendilerine "borç" veren "kriz lobisi"ne kaptırmaz da, kriz bahanesiyle işsiz bırakılanlara veya işsiz kalma korkusundan karın tokluğuna çalışanlara yönelik bir programa ve ülkenin geleceğine, teknoloji yatırımlarına, eğitime,  sosyal katılıma harcar. Ama ah, önümüzde seçim var! Tabi tabi, iki yıldır bu ülkede seçim var!


0 comments: