09 Ekim 2007

Bilişim Zirvesi'07: "Stratejiden vazgeçtik, işimize bakalım!"

Keyfinizi kaçırmak istemem, ama sonra ne yazık ki burada, bu coğrafyada uyanacağınızı da unutmayın.

Bu yıl "Bilişim Zirvesi" ve "Forum@Bilişim", "işini büyüt, dünyayı küçült" temasıyla özellikle iş çözümlerine odaklanmış durumda. Zirvenin yıldızları gurularla CEO'lar, Başbakan, bakanlar ve bürokratlar değil. Bilgi toplumu stratejisinin bir yılının değerlendirileceği bir forum öngörülmüş gerçi, ama katılımcıları bilişim STK'larının başkanlarıyla sınırlı. Gerek şirketlerde gerekse ilgili STK'larda, "politikadan, stratejiden umudu kestik, bari işimize bakalım" tarzı bir yaklaşım hâkim. Nitekim, 14-16 Kasım arasında gerçekleştirilecek ve bünyesinde 24. Ulusal Bilişim Kurultayı'nı da barındıran "Bilişim'07" etkinlikleri de aynı şekilde iş odaklı bir çerçeve çiziyor. Geçen yıl sektörün göreli bir büyüme yaşamasının da verdiği gazla, bu etkinliklerde kendimizi fena halde "küresel", rekabet avantajıyla dopdolu hissedeceğiz!

Keyfinizi kaçırmak istemem, ama sonra ne yazık ki burada, bu coğrafyada uyanacağınızı da unutmayın. Türkiye'de bilişim sektörünün hala ithalata bağımlı ve tüketim odaklı olacağını, en büyük müşterisinin kamu olduğunu, inovasyon yeteneğini geliştirmeden ihracat atılımı yapamayacağını, vergi yükü başta olmak üzere iş yapma maliyetinin rekabet avantajını sıfırlayacak ölçüde yüksek olduğunu unutmayın. Ne yazık ki bu sorunları çözümlemenin yolu sadece ulusal politika ve stratejilerden geçiyor. Tamam, çok sıkıldınız, hayal kırıklığına uğradınız, ben de… Ama ne yapalım ki başka yol yok!

Hâlbuki Başbakan'ın bir televizyon programında ağzından kaçırdığı "bilim ve teknoloji bakanlığı kurulacak" sözü hepinizi ne kadar da heyecanlandırmıştı değil mi? "Nihayet, demiştiniz, bütün bu işler tek elden icracı bir bakanlıkla yürütülecek, bilgi ve iletişim teknolojileri hak ettiği değere kavuşacak". Sonra bakanlar kurulu açıklandı ve bir de baktık ki, güçlükle tamamlamaya uğraştığımız yapboz dağılmış, hatta bazı parçaları da kaybolmuş. "Bilgi ve teknoloji faaliyetlerinin koordinasyonu" bir bakana, koordinasyondan sorumlu DPT başka bir bakana, teknopark vs. bir başkasına bağlanmış. E-Dönüşüm Türkiye İcra Kurulu'nun kaderi belli değil. Muhtemelen yeni bir bakanlık kurulması fikri Maliye Bakanlığı'ndan dönmüştür, ama zaten sorunlarımızın yeni bir bakanlıkla çözüleceğini ummak da fazla iyimserlik olurdu.

Peki, ne yapacağız? Dönüp işimize mi bakacağız? O zaman işimiz de dönüp bize bakar, karşılıklı bakışırız. Bilgi toplumu olmaktan vazgeçtik, bari bilgi pazarı olalım mı diyeceğiz? Maalesef öyleyiz zaten. Bizi gurular kurtaracak da değil, küreselleşme dinamiklerini iyi bilmek o dinamiklere hâkim olma yeteneği kazandırmıyor. Bunun için gerçek bir güç gerekiyor.

Sıkılsak da, usansak da bilgi toplumu ve bilgi ekonomisi dönüşümüne yönelik ulusal politika ve stratejiler geliştirmek ve uygulamak durumundayız. Her türlü demokratik yolu kullanarak taleplerimizi hükümete ve kamu otoritelerine dayatmak zorundayız. Bunu sadece sektör içinde değil, ekonominin tüm öncü güçleriyle, akademilerle ve sivil inisiyatiflerle güçbirliği oluşturarak yapmak zorundayız. Keyfinizi kaçırdım, kusura bakmayın…

BThaber, S:640, 1 - 7 Ekim 2007

0 comments: