03 Kasım 2009

Oyunun Kuralı - AB İlerleme Raporu, ifade özgürlüğü ve internet

İnternet ve bilişim hukukumuz uluslararası hukuk devleti normlarına uyumlu değil. Yeni olumsuz düzenlemelere baktığımızda, bir sonraki raporun daha sert eleştiriler ve yaptırımlar içereceğini, hatta AİHM kararlarının gündeme geleceğini öngörmek zor olmaz.

Avrupa Birliği’nin 2009 “Türkiye İlerleme Raporu” bir ilke sahne oldu: İnternet sansürü, ifade özgürlüğü başta olmak üzere temel hakların ihlali bakımından açık bir biçimde eleştirildi. 6000‘den fazla sitenin erişime engellenmesiyle kritik bir eşik aşıldı demek ki.
Ulaştırma Bakanlığı, Bilgi Teknolojileri Kurumu (BTK) ve Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB), dünyada yayınlanan onca habere ve rapora rağmen, yaptıklarının internet sansürü olmadığını, “yabancıların” da bunu böyle görmediğini, hatta bu uygulamalarının AB tarafından “öncü ve örnek” olarak algılandığını söyledi. Bakalım, resmiyetinden kuşku duyulamayacak bu raporu nasıl açıklayacaklar?
Raporun “İnsan Hakları ve Azınlıkların Korunması” başlığı altında, “ifade özgürlüğü” bölümünde şu satırlar yer alıyor: “Sık sık yaşanan web sitesi engellemeleri kaygı vermeye devam ediyor. Hukuki ve idari kararlar, istenmeyen içeriği filtrelemek yerine tüm siteyi engelliyor. YouTube Mayıs 2008‘den beri engelli. Facebook, Google Sites ve diğer siteler hakkında bekleyen mahkeme kararları bulunuyor.” Rapor, Türk hukuk sisteminin genel olarak ifade özgürlüğünün korunması için yetersiz kaldığını, savcı ve hakimlerin düzenlemeleri genellikle baskıcı bir tarzda yorumladıklarını, bir çok düzenlemenin sansür amaçlı kullanıldığının altını çiziyor. “Bilgi Toplumu ve Medya” başlığı altında da şu satırlar var: “Bazı web siteleri sık sık mahkeme kararlarıyla engelleniyor. Bu durum, internet erişimiyle ilgili olarak ifade özgürlüğüne saygı gösterilmesini sağlayacak daha güçlü güvencelere ihtiyaç olduğunu gösteriyor.” “Hukuki ve Temel Haklar” bölümünde ise mahremiyet ve kişisel verilerin korunması için gerekli hukuki çerçevenin AB normlarına uygun olarak yaratılması gerektiğine vurgu yapılarak, dinleme ve gözetim uygulamaları eleştiriliyor.
İnternet ve bilişim hukukumuz uluslararası hukuk devleti normlarına uyumlu değil. Yeni olumsuz düzenlemelere baktığımızda, bir sonraki raporun daha sert eleştiriler ve yaptırımlar içereceğini, hatta AİHM kararlarının gündeme geleceğini öngörmek zor olmaz: 5651 sayılı yasanın güçlendirilmesi, iletişim özgürlüğü ve mahremiyet hakkını sakatlayacak yeni FSEK tasarısı, eski RTÜK kanununu andıran Bilişim Suçları Kanun Tasarısı, kişisel verileri koruyacak düzenleme yerine Ulusal Bilgi Güvenliği Kanun Tasarısı...
Nereye Türkiye?

BThaber, s: 742 - 26 Ekim - 01 Kasım 2009

0 comments: