29 Aralık 2009

Oyunun Kuralı - Baştan kaybedilmiş bir savaş: siyaset internete karşı

Ey siyasetçiler! İnternete şimdi ilgi göstermezseniz, sonra müzik, yayıncılık ve medya sektörüyle aynı duruma düşeceksiniz. “Ürünlerimiz niye satmıyor, niçin battık” diye soracaksınız kendinize.

Türkiye’de İnternet Konferansı’nın 14.sünü de ardımızda bıraktık. İnternet yasaklarını konuştuk bol bol. İnternet ve siyaset oturumuna davetli oldukları halde siyasilerimiz gelmedi. Konuşmamda geleneksel siyasetçilere şöyle seslendim gıyaben: İnternete şimdi ilgi göstermezseniz, sonra müzik, yayıncılık ve medya sektörüyle aynı duruma düşeceksiniz. “Ürünlerimiz niye satmıyor, niçin battık” diye soracaksınız kendinize. Onların yaptığı gibi interneti ketlemenin çarelerini arayarak anakronik hale geleceksiniz. Gerçi siz interneti denetleyebileceğinizi sanıyorsunuz, ama yanılıyorsunuz...

İnternet yasakları oturumunda TİB İnternet Dairesi Başkanı Osman Nihat Şen ve MÜYAP Başkanı Bülent Forta da vardı. Her ikisi de sansürcü olmadıklarını göstermeye çalıştı. Kendileri sansürcü olmayabilirler, ama kurumsal işlevleri sansür mekanizmasının bir parçası. Şen’den 5651 kapsamındaki katalog suçlarının sayısının artırılmak istendiğini duyduk mesela. Bu konuda çok talep geliyormuş. Biz de kendisine bu suçların sayısının azaltılması ve AB’nde olduğu gibi, sadece çocuk pornografisi ile, katalog suçlar içinde yer alması gerektiği halde bu kapsama alınmayan nefret söylemi ve ırkçılıkla sınırlandırılması talebimizi ilettik. Umarız dikkate alınır.

Müyap Başkanı, site engellemenin çare olmadığını, sektörel çıkarlarını korumak için işlem yaptıklarını ama mahkemelerin genelikle engelleme kararı verdiklerini anlattı. Bu arada bir takım yazılımlar kullanarak yasadışı içerik inidirenleri ev adreslerine kadar izleyebildiklerini de ekledi. Kişisel verileri koruma düzenlememiz olsaydı kendisi hakkında suç duyurusunda bulunabilirdik. Olmadı. Bu arada telif hakkı lobilerinin her zaman yaptığı gibi, “fikri mülkiyet” ile “kopyalama hakkı”nı (copyright) birbirine karıştırarak servis etti. Oysa “korsanlar” fikir çalmıyor, sektörün dağıtım tekelini kırıyor. Adaletsiz telif hakları modeline alternatif, eser sahiplerini sektörel sömürüden de koruyan bir çok yeni model var.

Katılım “kitlesel” olmasa da yoğun paylaşımlı, ufuk açıcı bir konferans yaşadık. İnternetin hak ve özgürlükler savunusu, demokrasinin ilerletilmesi ve siyasetin inovasyonu için bize sunduğu imkanları konuştuk. Bu arada sansürle mücadele için yeni fikirler de ürettik. Çok yakında!

BThaber, s:750, 21 - 27 Aralık 2009

0 comments: