01 Haziran 2010

Oyunun Kuralı - Baykal’ın meyveleri...

Baykal'ın videoları, sadece ahlaksız bir politika aracı olmakla kalmadı, başka işlere de yaradı. İktidar bu videoların yarattığı havayı kullanarak internete yeni baskıcı düzenlemeler getirmeye hazırlanıyor.

Doğrusu devlet bilginin dolaşımını denetlemek, özellikle de interneti sansür etmek için hiç bir fırsatı kaçırmıyor! Dezenformasyon da bu yolda en kullanışlı araç olarak ortaya çıkıyor. Hatırlarsanız, 2007 yılına girerken, önce siyah tişörtle gezen ve metal dinleyen bütün gençlerin satanist ve bu işin baş sorumlusunun internet olduğuna inandırılmıştık. Hemen akabinde, medya gayet akıllıca kullanılarak Türkiye’nin dünya çocuk pornografisi merkezi olduğuna ikna edildik. Bir sürü tutuklama yapıldı. Gerçi bunların hemen hepsi beraat etti, ama olsun, operasyon başarıya ulaşmış, gözle kaş arasında 5651 kod adlı internet sansür yasası çıkarılmıştı.

Şimdi de böyle bir fırsat daha ortaya çıkmış görünüyor. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın özel hayatına dair videolar internette yayınlanınca ortalık birbirine girdi, malum. Bunun sonuçlarından biri Baykal’ın istifası oldu. Bunun siyasetin kirli yöntemlerinden biri olduğu açık. Gerçi bu tür olaylar demokratik toplumlarda çok sık yaşanıyor ve genellikle de istifa mekanizması işletiliyor. Özel hayatın gizliliğinin korunması temel bir hak. Ama söz konusu olan bir siyasi parti lideri, bir bakan ya da milletvekili olunca, bu gizliliğin bozulmasının bu tür kaçınılmaz sonuçları da oluyor.

Bizi burada ilgilendiren olayın farklı bir boyutu. Videonun yayınlandığı “metacafe” sitesi ve İspanyol El Mundo gazetesinin sitesi TİB’in ihtiyati karar tedbiri ile erişime engellendi. Ulaştırma Bakanı’nın açıklamalarından, bunun Başbakan’ın “emri” ile yapıldığını öğreniyoruz. Yani hukukla değil! Bildiğimiz kadarıyla, terör ve telif hakları hariç, 5651 içindeki katalog suçlar dışında engelleme yapılamıyor. Bu olayda böyle bir neden söz konusu olmadığına göre hukuksuz bir engelleme ile karşı karşıyayız. Söz konusu olan ana muhalefet partisi başkanı olunca, demek ki böyle hukuksuz işlemler meşru görülüyor. Sade vatandaşın kişisel hayatı ise kolaylıkla çiğnenebiliyor.

Ulaştırma Bakanı’nın açıklamaları bununla da kalmıyor. Adalet Bakanlığı ile internet ile ilgili suçların cezalarını ağırlaştıracak yeni bir düzenleme üzerinde çalıştıklarını söylüyor. Buna 5651‘deki katalog suçların kapsamının artırılması ve Ulaştırma Bakanlığı’na bağlanacak RTÜK’ün de internet yayınlarının sansürüyle yetkilendirileceği haberleri eklenince, gidişatın vehameti ortaya çıkıyor. Oysa bu son olay pozitif bir düzenleme anlayışında olsa olsa kişisel verilerin korunması yasasının çıkarılması gibi birey lehine önlemleri gündeme getirirdi. Bizde tersi oluyor.

Devlet Baykal’ın meyvelerini topluyor.

0 comments: