22 Temmuz 2011

Oyunun Kuralı - “Bilgi otoyolları” kasislerle dolu!

e-Dönüşüm girişiminin kamu ağırlıklı yapısını dengeleyebilmek için ekonomik ve sosyal hayatın aktörlerinin karar verme mekanizmalarına etkin katılımıyla geliştirilecek bir “Bilgi Toplumu Eş Stratejisi”ne ihtiyaç var...


8. e-TR ödül töreninde konuşan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, strateji belgesi ile "ülkemizi bilim ve teknoloji üretiminde odak noktası haline gelmiş, bilgi ve teknolojiyi etkin bir araç olarak kullanan, bilgiye dayalı karar alma süreçleriyle daha fazla değer üreten, küresel rekabette başarılı ve refah düzeyi yüksek bir ülke seviyesine çıkarma taahhüdümüzü kayıt altına aldık" demiş.


TBV Başkanı Faruk Eczacıbaşı, BM İnsani Geliştirme Endeksi'nde ise 169 ülke arasında 83. sırada, BM 2010 E-Devlet Raporu'nda 183 ülke arasında 69. sırada olduğumuzu; OECD Eğitim Raporu'nda 35 ülke arasında Türkiye'nin 33. sırada bulunduğunu aynı törende hatırlatmış neyse ki. Ben buna 2009 Avrupa İnovasyon Skorbord’unda AB 27 ortalamasının dibinde olduğumuzu, Dünya Ekonomik Forumu 2010 Rekabetçilik İndeksi'nde 133 ülke arasında 61. sırada bulunduğumuzu da ekleyeyim. Bu endeks örneklerini çoğaltmak mümkün... Hepsinde ortalamanın oldukça altındayız. Demek, “taahhüdü kayıt altına almak” yetmiyormuş!


Bu köşede söz konusu strateji belgesinin katılımcı yapıda hazırlanmamasını ve bilgi toplumunu e-devlete indirgemesini defalarca eleştirdim. İşin kötü tarafı belge e-devlet konusunda da işe yaramadı. Yıldırım, Strateji Belgesi’nin konumladığı 111 eylemden 22‘sinin bitirildiğini de bildirmiş. Ama belgenin ömrünün 2010’da dolduğunu söylemeyi unutmuş! Yani, yaklaşık %20‘lik bir “başarı” dan söz ediyor. Ayrıca “tamamlandığı” söylenen eylemlerin performans değerlendirmesi uluslararası ölçütlere göre yapılsa, orada da sorun çıkacağından eminim.


O zaman Binali Yıldırım, hangi başarıdan söz ediyor? Henüz “torba yasa”sı çıkmadı, ama bence kendisini “Ulaştırma, Bilgi ve İletişim Bakanı” olmaya hazırlıyor. Birisi kendisine “bilgi toplumu” denilen kompleks yapıyı teşvik etmenin, interneti dinlemek ve sansürlemeye, filli tekelin kasislerle doldurduğu “bilgi otoyolları” inşa etmeye benzemediğini, “milli internet” diye bir şeyin hayal olduğunu söylese iyi olacak.


2011‘e girerken bir kez daha tekrarlayalım: e-Dönüşüm girişiminin kamu ağırlıklı yapısını dengeleyebilmek için ekonomik ve sosyal hayatın aktörlerinin karar verme mekanizmalarına etkin katılımıyla geliştirilecek bir “Bilgi Toplumu Eş Stratejisi”ne ihtiyaç var...


Bunun için 2023’ü mü bekleyeceğiz?


BThaber, 3 - 9 Ocak 2011 / s:802

0 comments: